Ziyaret Edilen BÖTE Mezunu İle İlgili Bilgileri
Adı Soyadı: Özgen İMRAĞ
Mezun Olduğu Üniversite: Atatürk Üniversitesi BÖTE Bölümü
Mesleği ve Çalıştığı Kurum: Şirket sahibi ve kendi şirketinde çalışmakta.
Geziye Katılanlar: Erdoğan İNCESU, Abdulkadir PALANCI, Turgay ALTINDAĞ, Şeyda DAŞ
Merhaba BÖTEKARİYER Okurları;
Lise hayatına Erzurum’da Atatürk Teknik lisesinde başlayan Özgen İMRAĞ liseyi birincilikle bitirerek, memleketi Erzurum’da Atatürk Üniversitesi BÖTE bölümünü kazanıyor. Öğrenciliğinde birkaç firmada çalışarak deneyim sahibi olan İMRAĞ, mezun olduktan sonra 2015’de kendi şirketini kuruyor. Özgen İMRAĞ’ı biraz tanıdıktan sonra röportajımızı BÖTE bölümü ve çalışma hayatı üzerine devam ettiriyoruz.
Özgen Bey, BÖTE hakkında neler düşünüyor ve öğrenciliğini nasıl geçiriyor?
Özgen İMRAĞ öncelikle BÖTE bölümü derslerinin kendi öğrencilik yıllarında daha çok pedagojik ağırlıklı olduğunu ve teknik açıdan ise biraz yetersiz olduğuna değiniyor ve kurduğu şirket hakkında sorduğumuz soruları cevaplamaya devam ediyor. Özgen bey üniversite hayatında bazı şirketlerde çalışarak bu süreçte çıraklık geçirdiğini ve bu süreçte de bilgi birikimi ve tecrübelerine dayanarak kendi kendine yetebileceği ve şirket açabileceği kararına varıyor. Böylelikle hayal ettiği şeyleri yapmak için ilk adımı atmış oluyor.
Peki Özgen Bey şirket kurmak için ne gibi süreçlerden geçiyor ve ne gibi projeler yapıyor?
Özgen bey öncelikle çokta önem verdiği, KOSGEB sertifikasını alıyor. Bu süreçte Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesinde ki girişimcilik eğitimlerine katılıyor. Aldığı eğitimleri girişimcilik yapmış daha tecrübeli bireylerden alması dolayısıyla, bu eğitimlerin bir hayli farklı ve faydalı olduğunu düşünüyor. Bu eğitimin ardından Teknokent’e başvuruyor ve şirket içinde aslında adımlarını dahada somutlaştırmış oluyor. Mobil cihazların bilgisayar laboratuvarlarındaki bilgisayarları kontrol etmeye yönelik bir uygulama projesi ile Teknokentte şirketini açıyor. Her ne kadar bu şirket ile bir gelir elde etmese de kurmuş olduğu şirket ile daha sonraki işlerinden gelir elde etmeye başlıyor. Özgen bey sonraki süreçte ilk olarak kurumsal yazılımlar ile başladığı şirket iş hayatında, alansal odaklanma yaparak sadece oyun ve eğitim üzerine yoğunlaşıyor.
Özgen bey peki İşe başlarken maddi kaynak ile mi başlamıştı ya da herhangi bir kurumdan destek almış mıydı?
Özgen bey sınırlı bir maddi kaynak ile işe başladığını belirtiyor. UDEMY platformundan uzaktan eğitimler ile küçük gelirler elde edip, ailesinden de bir miktar yardım alan Özgen Bey KOSGEB’ten aldığı destek ile birlikte şirketini açıyor.
Peki, UDEMY demişken, bu platformda Özgen Bey eğitim vermeye nasıl başladı birazda ona bakalım;
Öğrenciliği döneminde UDEMY’de sadece iki yerli eğitmen olduğu ve bu eğitmenlerden örneğin Mimar Aslan’In verdiği JAVA kursunu izleyerek bu kurstan birçok şey öğrendiğini ve bu sırada kendisinin de bildiği, kendine güvendiği, iyi olduğunu düşündüğü programlama dilleri ile ilgili kurslar verebileceği kanısına varıyor. Böylelikle UDEMY serüveni başlamış oluyor. UDEMY’de eğitmen olmak isteyenlere tavsiyeleri ise; eğitim verecekleri konulara hâkim olmaları, ilk eğitimlerde video çekimi ve ses kayıtlarında oldukça fazlalaşan ilk deneyim heyecanını atmaları gerektiği yönündedir.
Özgen Bey’in kendi şirketini ortak olmaksızın kursa da, bir ortaklık ile şirket kuracak olanlara ne gibi tavsiyeleri var?
Ortaklık kuracaklar ortaklıkta kazançların paylaşımı nasıl olacak buna karar vermelidir. Ancak öncelikle ortaklığı kuracak bireylerin birbirini tamamlayabilmesi, iyi anlaşabilmeleri ve problemlerin üstesinden gelebilmeleri gerekmektedir. Şu da unutulmamalıdır ki, çok iyi arkadaşınız olan birisi sizi ortaklıkta tamamlayacak doğru insan olmayabilir. Bunun için yeni şirket kuracak olanların, ortaklık seçimini daha dikkatli davranarak yapmalarını tavsiye ediyorum.
Peki şirket kurmanın Özgen Bey’e ve kurulan/kurulacak şirketlerin ülkemize katkıları nelerdir?
“Elbette öncelikle herkes sevdiği işlerde başarılı olabilir. “
Daha önce çalıştığı iş deneyimlerinde Özgen Bey sevmediği işleri yapmak için zaman zaman istemeden de olsa çalıştırıldığını ve bundan da çok rahatsız olduğunu belirtiyor. Ancak kendi şirketini kurarak sevdiği işleri yaptığını, hayal ettiği şeyleri gerçekleştirdiğini, daha huzurlu olduğunu, pazartesi sendromu olmadığını söylüyor. Ülke çapında gelinecek olunursa, bu anlamda ilk olarak aklımıza tabiki ihracat geliyor. Özgen Bey kurulan şirket ihracat yapabiliyor mu, AR-GE çalışmaları yapabiliyor mu bunlar önemlidir diyor ve kendisinin de şimdiye kadar birçok programcı geliştirdiğini ve geliştirmeye devam ederek de elinden geldiğince ülkemize yardım etmeye çalıştığını söylüyor.
Kimler şirket kurabilir ve yeni şirket kuracak olanlara önerileriniz nelerdir?
- Tek başına bu işe cesaret edebiliyor musun? (Cesaretin varsa daha iyi bir girişimci olabilirsin.)
- Şirketini hangi alanda açacaksın? (Yeteneklerini iyi biliyor musun?)
- Özel sektörde de olsa çıraklığını tamamladın mı? ( Kendini yeterince geliştirebildin mi?)
- Öğrencinin en büyük lüksü olan hata yapma lüksünü hakkıyla kullanabildin mi?(Hatalardan ders çıkarabiliyor musun? Çıkarmalısın!)
Özgen beyde son olarak şirket kurmayı isteyen her birey öncelikle kendisine bu soruları sormalıdır diyor ve programcılık için önerilerde bulunmaya devam ediyor;
2000’li yılların başındaki gibi günümüzde artık kaynak problemi yoktur. Gerek video olarak gerekse de kitap vb. materyaller ile bir çok kaynaktan yararlanılabilmesi mümkündür. Her ne kadar Özgen Bey bir programlama dilini sürekli olarak kendi dokümantasyonlarından öğrenmek istiyor olsa da, yeni başlayanlara ilgili programlama dili ile ilgili bir kitap almalarını öneriyor ve;
Programcılık için; ,
- Sabır!
- Sabırla öğrenmeye çalışmak!
- Pes etmemek.
- Yabacı dil!(İngilizce)’in vazgeçilmez olduğunu vurguluyor.
Son olarak Özgen Bey yazdığı kitaptan ve üniversitede verdiği derslerden bahsediyor;
Özgen Bey, kitap yazmaya Dikeyeksen Yayınevinin teklifi üzerine başlıyor ve her ne kadar bu sürecin çok uzun olduğunu söylese de, yazma işi bittikten sonra ilk kez somut, elle tutulur bir ürünün olmasının ve kitap alanların memnuniyetleri ile ilgili mesajlarını almasının kendisini çok mutlu ettiğini aktarıyor. Özgen Bey, ETÜ(Erzurum Teknik Üniversitesi)’de eğitim verme deneyimini kitapta olduğu gibi kendisine gelen teklif üzerine kabul ediyor ve bundan da verdiği deneyimlerden dolayı hiç pişmanlık duymuyor. Öğrencilerinin 14 haftalık ders döneminden sonra kendisinden öğrendikleriyle ortaya bir proje koymaları ise apayrı bir gurur kaynağı oluyor. Konuşmasını böylelikle tamamlayan Özgen Bey, BÖTE öğrencileri ile birlikte tüm öğrencilere başarılar diliyor.
Bizde kendilerine bu verimli röportajı için teşekkür ediyoruz…