Ziyaret Edilen BÖTE Mezunu İle İlgili Bilgileri
Adı Soyadı: Doğan Can BAYDUR
Mezun Olduğu Üniversite: Yıldız Teknik Üniversitesi BÖTE Bölümü
Mesleği: Dijital Pazarlama Yöneticisi
Çalıştığı Şirket: iProspect
Geziye Katılanlar: Burak Velioğlu, Emre Yıldırım, Kübra Özkan, Melike Selvi.
Merhaba botekariyer.com okurları;
Gelecekteki kariyerimizi şekillendirecek, bize katkı sağlayacak bir iş yeri gezisi gerçekleştirdik. Bu iş yeri gezisinde edindiğimiz bilgi ve tecrübelerimizi sizinle paylaşmak istedik. Yazımıza başlamadan önce hiçbir sorumuzu cevapsız bırakmayan, tecrübelerini ve bilgilerini paylaşarak bizi aydınlatan, akıcı, samimi ve aynı zamanda büyüleyici bir dil ile bizi oldukça etkileyen Carat Medya Dijital Pazarlama alanında “Yönetici” pozisyonunda çalışan Doğan Can Baydur’a ve bu geziyi gerçekleştirmemize vesile olan ders hocamız Mehmet hocamıza teşekkür ederiz.
Yazımıza o günü anlatarak başlayalım. Doğan Bey’in çalıştığı yerin bulunduğu Süzer Plaza’nın önünde buluştuk. Bulunduğu konum itibariyle muazzam bir boğaz manzarasına sahip olan plazaya hayran kaldık. Plazaya giriş yaptık ve danışmadan ziyaretçi kartlarımızı aldıktan sonra şaşkın ve bir o kadar da heyecanlı bir şekilde asansöre yöneldik. Ofisin bulunduğu 18. kata yaklaşık 3 sn. içerisinde çıktığımız için beyinlerimizi 3. katta bırakmıştık. Şaka bir yana plazanın içerisi ve asansörün midemizi etkileyecek hızda olması bizleri şaşırtmıştı. Şaşkınlığımız Doğan Bey’in bizi girişteki sıcak karşılaması ile son buldu. Bizi karşılayan sadece Doğan Bey değil, girişin iki tarafında bulunan sayısız ödüllerdi. İş yoğunluğu nedeniyle biri dışında tüm toplantı odalarının dolu olduğunu fark ettik. Boş olan toplantı odasına geçtik, yerlerimize oturduk. Daha sonra Doğan Bey kendisini tanıttı ve bizlere kartvizitini dağıttı. Bizde kendimizi tanıttıktan sonra sohbetimize başladık.
Sohbetimiz Doğan Bey’in bize yönettiği iki soru çerçevesinde şekillenmeye başladı. Yazılım ile aranız nasıl ve ardından gelen öğretmenlikle aranız nasıl soruları… 2. sorudan sonra toplantı odasında bir an kahkaha sesleri yükseldi. Bize yönelttiği bu soruya kahkahalarla cevap verip aynı soruyu kendisine yönelttik. Çevresinde birçok öğretmenin bulunduğunu, kendisinin de öğretmen olması gerektiği hususunda dönütler aldığını fakat yazılım konusunda kendisini geliştirmek istediğini söyledi. İnsanlardan uzaklaşacağını düşündüğü için yazılımdan ziyade Web Development alanına yöneldiğini, üniversitenin son yılında Google Adverts (İnternet Reklamcılığı) ile tanıştığını söyledi. İnternet reklamcılığını araştırdıktan sonra sevdiğini, şuan çalışmakta olduğu şirkette Performance Marketing Manager (Performans Pazarlama Müdürü) iken bir ay önce ekibi yöneten direktör olarak yükseldiğini söyledi.
Yıldız Teknik Üniversitesi BÖTE mezunu olan Doğan Bey kendisini BÖTE’ye çeken şeyin yazılım eğitimi temeli almak istemesi ve öğretmen olma şansı olduğunu söyledi. Üniversitenin son yılına başladıktan 3 ay sonra ne yapması gerektiğini anladığından, dershanelerde part-time öğretmenlik yaptığından, arkadaşlarıyla web tasarım şirketi kurup freelance işler yapmaya çalışıp başarısız olduğundan bahsetti. Daha sonra Google Adverts’le tanışıp hem analitik zekâsını hem de sosyal zekâsını kullanabildiğini ve ikisini birden kullanmazsa bu işte asla var olamayacağını fark ettiğini sözlerine ekledi. Üniversitenin son yılının 6 ayını bu işi öğrenmeye çalışarak geçirdiğini mezun olduktan 1 ay sonra bir firmada çalışmaya başladığını, 4 yıldır da şuan bulunduğu şirkette çalışmakta olduğunu belirtti. Kendisine BÖTE mezunlarının özel sektörde iş bulma imkânını sorduğumuzda; ne yapmak istediğini bilmeyen, kendisine bir ustalaşma alanı belirlemeyen bir BÖTE’linin, özel sektörde kalifiyeli bir iş bulma imkânının düşük olduğunu belirterek cevap verdi. “Her şeyden biraz olması bazen iyi değil, her şeyden olmalı ama bir şey daha iyi olmalı” sözü hepimizin düşüncelerine kazınmış durumda.
Yaptığı iş konusunda biraz daha bilgilendirilmek istedik. Medya planlamacılığının internet ayağında olduğunu, reklamın medyada nasıl dağılacağını ayarlayan kişi olduğundan bahsetti. Reklamların hangi hedef kitlelere nerede, nasıl, ne zaman en doğru şekilde gösterileceğini seçen yöneten kişi…
Bizi meraklandıran bir soruyu kendisine yönelttik. “BÖTE’yi tercih etmişsiniz fakat BÖTE size bir şeyler kattı mı, gördüğünüz dersler bu işte etkili oluyor mu?” sorusunu yönelttik. Özellikle “Veri Tabanı” ve “Web Tasarım” derslerinin çok etkili olduğunu, iki dersinde çalışmakta olduğu işte genç yaşta böyle uluslararası bir şirkette en önemli alanlardan birinde direktör olmasını sağlaması detayının altını çizdi. Derslerle birlikte projeler hazırladığımızdan ve bir portfolyo oluşturduğumuzdan bahsettik. Kendisine de hazırlamış olduğu projelerin CV olarak katkı sağlayıp sağlamadığını sorduk. CV olarak inanılmaz büyük faydaları olmadığını fakat proje hazırlamanın ve portfolyo oluşturmanın ne kadar önemli olduğunu iş hayatında anlayacağımızı söyledi. Özellikle kendisinin yapmakta olduğu bir işte çalışacak olursak, yani medyanın içerisinde olursak, yayımcıların olduğu, müşterilerin olduğu bir noktadaysak bizim tam ortada olacağımızı söyledi. “Yayımcı, müşteri ve siz… Siz hem müşteriyi yönetmek zorundasınız. Hem yayımcının doğru işi yaptığını bilmek zorundasınız. Ortada sürekli mekik dokuyan birisiniz. Böyle bir işte sunum yapmak, konuşabilmek, portfolyo oluşturabilmek ve anlattıklarınızı somutlaştırabilmek çok önem kazanıyor. Fakat bunu bana üniversitenin 3. senesinde sorsaydılar çok gereksiz derdim.” diyerek sözlerine devam etti. Hepimiz projelerden bıkmışken Doğan Bey’in anlattıklarını duyduğumuzda süt dökmüş kediye döndük. Kendisine BÖTE’de okumakta olan bizlere verebileceği tavsiyeleri dinlemek istediğimizi söyledik ve tabi ki de bizi kırmayıp sorumuzu cevapsız bırakmayarak konuşmasına devam etti.
“Ne konuda güçlü olduğunuzu bilmeniz gerekiyor.
Fırsatlar, tehditler, güçlü yönler ve zayıflıklar. Önce bunları tanımlamanız gerekiyor. Daha sonra zayıf olduğunuz yönlerinizi güçlendirmeniz gerekiyor. Güçlü yönlerinize tamamen odaklanmanız, fırsatları sürekli takip ediyor olmanız, tehditleri de bertaraf ediyor olmanız gerekiyor.”
“Gerçekten çok etkinliğe katılmanız gerekiyor. Güçlü yanınızı geliştirmek için katılabildiğiniz kadar çok etkinlik…
Sosyal olmanız gerekiyor, girişimcilerle konuşmaya çalışın, kanaat önderleriyle konuşun. Bill Gates, Elon Musk, Sergey Brin gibi kişileri takip etmeniz gerekiyor. Bunların hayatlarını, nelerle ilgilendiklerini, neler yaşadıklarını okumanız gerekiyor. Ve tabii rol model olana kadar kendinize bir rol model belirlemeniz gerekiyor.” şeklinde tavsiyelerde bulundu.
Doğan Bey rol modeliniz olsun dediğinde kendisinin rol modeli olup olmadığını sorduk ve yerel rol modeli olarak Yemeksepeti.com sahibi Nevzat Bey, global olaraktan Elon Musk’ı rol model aldığını öğrendik. Devamında söylediği “Hayat asla bize tuzak kurmaya çalışmıyor.” sözünden de çok etkilendik.
Sohbetimize yabancı dil konusundaki düşüncelerini öğrenmek istediğimizi söyleyerek devam ettik. Mesela üniversite 3. Sınıf… “Üniversitenin o yıllarında İngilizce seviyem… Bir turist ile konuşabiliyordum ama bir sunum yap deseniz yapamazdım ya da dersi İngilizce anla deseydiniz anlayamazdım. Şimdi belki tamamen anlayamıyor olabilirim fakat anlatılanın çoğu kısmını anlayabilirim.” diyerek yabancı dilin önemini anlatmış oldu.
Hala İngilizce konusunda kendisini geliştirdiğini söyledi. “Bu arada İngilizceniz yoksa yoksunuz.” sözü yabancı dil konusuna dikkatimizi yoğunlaştırdı. Motivasyonumuzu kırmak için olmadığını ama yabancı dilin çok önemli olduğunu vurguladı. Dünya’nın 2. veya 3. Medya Network Şirket’i olduklarını, 70 ülkede 50 binden fazla çalışanı olan bir şirket olduklarını ve yabancı dilin ne kadar önem kazanabileceğini böylelikle daha iyi anlatmış oldu. Dünya’da değişiklikler olduğunda Türkiye’ye geç gelebildiğini ve diğer çalışanlarla iletişim kurmaları gerektiğinden bahsetti. Sözlerine büyük bir şirketten ziyade küçük çaplı bir yerde iş hayatına başlamanın büyük faydaları olabileceğini düşündüğünü söyledi. Dezavantajlarının da olabileceğini fakat bunun kendi düşüncesi olduğunu belirtti. İlk başta local bir şirkette çalışmanın fayda sağlayacağını söyledi. Sözlerine “Belki de Fransa liginin Neymar’ı oluyorsunuz.” diyerek devam etti. Çok erkeksi bir örnek verdiğini söylediğinde daha önce birçok kez yaşanılan o 2-3 saniyelik kahkahalar tekrardan yükseldi. “Papua Yeni Gine’nin Adriana Lima’sı…” dediğinde bununda erkeksi bir örnek olduğunu söyledik. Küçük bir şirketin Neymar’ı olmanın kendimizi mutlu edeceğini fakat bir süre sonra kendimizi tekrarladığımızı fark edeceğimizi söyledi. Kendimizi tekrarlamanın kanserli bir hücre gibi olduğunu ve bundan kurtulmamız gerektiğini anlatarak sözlerine devam etti. Farklı kaslar geliştirmemiz gerektiğini vurguladı.
BÖTE bölümlerinde Dijital Pazarlama veya Yeni Teknoloji Trendleri ile ilgili ders vermek istediğini söyledi. Sektörün çok canlı olduğundan ve seçmelide olsa böyle bir ders vermek istediğinden bahsetti. Sonrasında yabancı dilin önemini, global olmak gerektiğini ve anlattığı 4 basamağı unutmamamız gerektiğini hatırlattı. “Fırsatlar, tehditler, güçlü yönler ve zayıflıklar. Sıkılgan olmayın, çalışmaktan hiç sıkılmayın, pes etmeyin, küsmeyin, üzülmeyin, üzülseniz de atlatmaya çalışın…” sözleri hepimiz için bir anlam kazandı. Bize anlattığı olaylarda, yaptığı tavsiyelerde ara ara söylediği size bir arkadaş tavsiyesi, dost tavsiyesi demesi bize karşı anlattıklarının samimiyetini göstermekte diye düşünüyoruz. Bizimle birçok benzer olayı yaşamış ve yaşıyor olması, aynı bölümde okuyor olmamız ve yaş olarak bize çok uzak olmaması Doğan Bey’in bizi anlamasında ve bizim onu anlamamızda çok önemli katkısı oldu. Sohbetimizi tamamladıktan sonra kendisiyle fotoğraf çekinmeyi ihmal etmedik. Kendisi daha sonra tekrar görüşmek istediğini ve tekrardan sohbet edebileceğini söyleyerek bizlere veda etti. Kendisini tanımış olmaktan ve kendisiyle sohbet etmekten büyük keyif aldık. Umarım sizler de yazımızı okurken büyük keyif almışsınızdır diye düşünüyoruz. Başka bir gezide veya yazıda görüşmek üzere…
Burak VELİOĞLU
Emre YILDIRIM
Kübra ÖZKAN
Melike SELVİ