Ziyaret Edilen BÖTE Mezunu İle İlgili Bilgileri
Adı Soyadı: Dilek ATALAR
Mezun Olduğu Üniversite: Orta Doğu Teknik Üniversitesi BÖTE Bölümü
Mesleği: Sistem Analisti
Çalıştığı Şirket: Kuveyt Türk Bankası
Geziye Katılanlar: Emine AKDENİZ, Kübra KESKİN, Mehtap DEMİR, Yakup KAYGUSUZ
Merhaba botekariyer.com okurları;
Bugün yazımızda sizlere Kuveyt Türk de Sistem Analisti olarak çalışan Dilek Atalar ile yaptığımız sohbetimizden bahsedeceğiz. Kendisi 2013 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesinden mezun olmuş. Fakat mezun olmadan iş hayatına atılanlardan. 3. sınıfta Flash Developer olarak staja başlayarak iş hayatına start vermiş ve kariyeri bu noktada başlıyor diyebiliriz.
Kendisinin okulu erken bitirme hayali olduğu için çoğu derslerini önceden aldığını, 4. sınıfta sadece bir gün okula gittiği için de kendisini kalan vakitlerinde KPSS ye çalışmak için hazırlasa da, okuldaki hocalarına gelen bir iş maili ile 4 gün boş olması, part time çalışmasına vesile olduğunu ve yeni işe başladığını belirtiyor.
Bunun üzerine hepimizin düşündüğü o soruyu yöneltiyoruz. “Biz şuan bir işe başvurmadan önce acaba yapabilir miyiz gibi kaygılarımız oluyor fazlaca, istenen kriterler göz korkutuyor. Bunun için bize ne söylemek istersiniz?”. Dilek Hanım, “Bence başvurmaktan kaçınmayın çünkü ilanlar her zaman daha çok abartılmıştır. İhtiyaçları bir birim ise üç birim yazarlar. Bu tecrübeli olsan da aynıdır.” diyerek, ardından gülerek şu cümlelerini de ekliyor; “Şuan mesela benim 5 yıllık tecrübem var 7 yıllık tecrübe isteyen ilanlara başvururum ki alırlar da. Ayrıca yapmış olduğunuz her iş görüşmesinin size tecrübe katacağını da unutmamalısınız. Çünkü işverenlerin ne beklediğine dair fikriniz olur ve kendiniz geliştirmek adına size iyi bir yol çizer”.
Ardından da bu işinde ne yaptığını öğreniyoruz. Birçok sınıf arkadaşı Eğitim Teknoloğu adı verilen; geliştirilen ürünün kullanım eğitimini verirken Dilek Hanım AR-GE ile ilgilendiğinden bu alanda bir pozisyona sahip. Dilek hanım, şuan Kuveyttürk Katılım Bankası’nın Bilgi Teknolojileri’nde Sistem Analisti olarak çalışıyor. Genel tanımı ile yazılım geliştirme yaşam döngüsündeki analiz fazını yönetiyor. Yaptığı işi detaylandırmak gerekirse; bir ürünün analizden ürün olmaya kadar geçirdiği süreçlerde yer alıyor, ürünün nasıl olması gerektiğine karar veriyor iken aynı zamanda ürünün test aşamasında da görev alarak istenen gereksinimlerin karşılanıp karşılanmadığını test ediyor.
Dilek hanım, üniversite yıllarında iken sürekli dokümantasyon yapmaktan şikayetçi olurken, aslında doküman yazıyor olmanın avantajını iş hayatında kullandığını da ayrıca belirtiyor. Sonrasında ise şöyle bir ekleme yapıyor; “Zorunlu olarak yaptığımız analiz, dizayn dokümanlarının neden yazdığımızı da iş hayatında daha iyi kavradım”.
Dikkat çeken başka bir noktaya da değiniyor şu sözleriyle; “Bizim en çok korktuğumuz şeydir. Biz Bilgisayar Mühendisi değiliz yazmayı bilmiyoruz bunu bütün BÖTE’ciler yaşar. Halbuki Bilgisayar Mühendisleri de çok yazmıyorlar en az onlar kadar yazıyoruz yani. Çünkü bir programlama dili alıyoruz. Bazı konuları detaylı görüyorlar fakat çok farklı değiliz. Diğer bir bakış açısıyla bakarsak; aynı çevrede dolaşırken biz öğrendiklerimizi nasıl öğreteceğimizi öğrenirken onların böyle bir artısı yok.”
Özel sektördeki deneyimlerine ara verip öğretmenlikle ilgili uzun bir sohbetimiz oluyor. Kendisinin öğretmenlik deneyimi sadece 4. sınıfta zorunlu öğretmenlik stajı olmuş ve stajını devlet okulunda tamamlamış. Burada ki deneyimleri de şu şekilde; “Öğrenciler bilgisayar derslerin bizlerden daha farklı bir şekilde bakıyor. TEOG’da çıkacak mı? gibi sorular soruyorlar. Ya da öğretmen eşliğinde MEB’in verdiği eğitici oyunların oynandığı bir ders algısı bulunuyor. ” diye ifadelerde bulundu. Sohbetimiz ilerlerken stajında mentör eşliğinde bir deneyim yaşayamadığını ve arkadaşlarıyla birlikte direk öğretmen olarak derslere girdiklerini belirtti. Aslında öğretmenliği sevdiğini fakat hayal kırıklığına uğradığını bu yüzden de öğretmenlik yapmak istemediğini söylüyor kendisi ve bizde Özel okul düşünmediniz mi ? Ya da neden özel okula başvurmadınız? sorularını yöneltiyoruz. Kendisi de fırsatı olmadığını, mezun olmadan önce iş hayatına başladığını belirtiyor.
İşinin yanı sıra kod yazıp yazmadığını sorduğumuzda Yüksek Lisans yaptığını ve bu yüzden de kod yazmak zorunda olduğunu öğreniyoruz. Sektörde daha çok geliştirmenin analiz aşamasında yer aldığından yazılımdan biraz uzaklaşmış ve bu yüzden yazmak istemediğini dile getiriyor. “Bilişim dünyasının çoğu alanından bir şeyler öğrenmiş olsak bile bir alanda uzmanlaşmamız kariyerimiz açısından büyük önem taşır. Mezun olduğum zamanlarda yüksek lisans yapıyor olsam muhtemelen severek yazardım. ” ifadeleri ile de bir alanda uzmanlaşmanın önemine dikkat çekiyor.
Şuan ki işinden önce ATİKER yazılımda Analist olarak çalışmış. Hatta bu işinde ilginç ama güzel bir deneyim yaşamış Dilek Hanım. İşe aslında testçi olarak alınmış Analist olan kişiler ise üretim sektöründe deneyimi olan Endüstri Mühendisleri olmasından dolayı analist arkadaşlara yardım etmek zorunda kalmış. Kendisinin görevi ürünü test edip hatalarını bulmak olsa da kendisi SQL de iyi olduğunu gösterdiği için Analist olmuş ve ilerleyen zamanlarda kendini kanıtladığı için Analist ekibine takım lideri olarak devam etmiş.
Biraz takım çalışmasından bahsediyoruz, takım çalışmasının zorluklarından fakat okul da dahil ekiple çalışmamızın kaçınılmaz olduğunu vurguluyor Dilek Hanım.
Dilek Hanım Atiker’de çalışırken Selçuk Üniversitesinde Bilgisayar Mühendisliği öğrencilerine Sql Server dersi verdiğinden bahsediyor bizlere. O zaman şunu daha net fark ettiğini söylüyor. “Mühendis arkadaşlardan beklentim yüksekti fakat beklediğimi bulamadım. BÖTE öğrencisi genel itibari ile meslek lisesi mezunu olduğu için belli bir alt yapı ile bu alana giriyor, haliyle anlatılan konularla ilk defa karşılaşmadığından bana göre daha başarılı oluyorlar”.
Kendisine şuan çalıştığı kurumda hangi veritabanı sistemlerini kullandığını soruyoruz.
Şuan Ms Sql’i kullandığını, daha önceki işlerinde de Ms Sql ve Oracle kullandığını belirtiyor. Veritabanı konusu açılmışken bize üniversitede uyguladığı stratejisini anlatıyor, seçmeli ders alırken bölüm içi bölüm dışı seçmeli ders fark etmediği için Mühendislik fakültesinden Sql’e Giriş dersini almış. Bir derse çalışıp iki dersi vermek. Aldığı ders lisans eğitiminde de verilen bir ders olunca bölüm dersini geçmesinde de faydasını vurguluyor bizlere. Bu sayede kendi veritabanı dersini iyi bir notla geçtiğini söylüyor.
Kendisine şunu soruyoruz? Biz yazılımcı olmak istiyoruz sizce okul hayatımızda neler yapabiliriz?
Kendisi özel sektörü düşündüğü için gönüllü stajyerlikler yaptığını söylüyor ve bu deneyimlerin iş başvurularında pozitif yanlarının olduğunu vurguluyor. Bizlere de iş ilanlarını takip etmemiz gerektiğini söyledi.
Daha önce raporlama uzman yardımcısı Şeyma Karadağ ile görüştüğümüzü söyleyince bize business intelligence öğrenebileceğimizi ve bunun için çeşitli eğitimlerin olduğunu söyledi.
Bilgisayar Mühendislerinin bizden çok daha fazla bilgili olduğunu düşündüğümüzden bahsettik kendisine. Şu şekilde yanıtladı; yaptığı yüksek lisans projesinde grup arkadaşı olan bilgisayar mühendisliği mezunu arkadaştan çok da geride olmadığını hatta eşit derecede bilgisi olduğunu ve bu şekilde BÖTE'ci mühendis karşılaştırması yapılmasının yanlış olduğun söyledi.
Yaptığımız röportajın sonuna yaklaşırken yaptığımız iş yeri gezilerinin bizim için çok faydalı olduğundan bahsetti. İşe girme korkularımızdan bahsettiğimizde ise herkesin bir uzmanlık alanı olduğundan ve o alana yoğunlaşacağımızı söyledi.