ICTerra – Ömer AYDIN (İş Analiz Uzmanı) – ODTÜ BÖTE Mezunu

 Ziyaret Edilen BÖTE Mezunu İle İlgili Bilgiler

Adı Soyadı: Ömer AYDIN
Mezun Olduğu Üniversite: Orta Doğu Teknik Üniversitesi BÖTE Mezunu
Mesleği: İş Analiz Uzmanı
Çalıştığı Şirket: ICTerra
Geziye Katılanlar: Talha ARSLAN, Türkünaz GÜRSOY, Hikmet SANCAKTAR , Nurdan TATLI

2  1


Biraz kendinizden bahseder misiniz?

2010 yılı ODTÜ BÖTE mezunuyum. 2016’da Eğitim Yönetiminde Yüksek Lisansımı yaptım. 4. Sınıftan itibaren partime olarak çalışıyordum. ODTÜ Teknokent’te 1 yıl çalıştım daha sonra özel bir kurumda Bilgisayar Öğretmenliği yaptı. 5 yıl kadar TÜBİTAK’ta çalışıp. Son 2 yıldır da burada çalışıyorum. Bir BÖTE mezununun yapabileceği işlerin tamamını yaptığımı söyleyebilirim. Öğretmen de olabiliyor, özel sektörde de çalışabiliyor, devlette de.

Mezun olduktan bayağı sonra öğrendim. Mezun olduktan sonra nerede çalışacağım, nasıl para kazanacağım kaygısı oluyor. O yüzden ilk bulduğunuz işe girebiliyorsunuz. Ben de aynısı oldu. İlk partime olarak işe başladım. Bir- bir buçuk yıl çalıştıktan sonra asıl mesleğimi buldum diyebilirim. İlk işimde multimedya geliştiricisi gibi ikinci işimde öğretmenlik ikisinin de bana hiç uygun değilmiş. 2011 yılınla birlikte yani TÜBİTAK birlikte yapabileceğim mesleği buldum diyebilirim. Buda Yazılım geliştirme döngüsündeki analiz test ve eğitim aşamalarında görev aldım. Bu döngüde zaten yazılımı geliştirmek var bu konuda pek becerim yok ama onun dışındaki döngünün tamamında yaklaşık 7 yıldır çalışıyorum. Ama okurken böyle bir yönelime ait herhangi bir çalışmam olmadı. Herhangi birinin yönlendirmesi de olmadı.

Mezun olduktan sonra iş hayatına nasıl başladınız? İlk iş deneyimleriniz nelerdir?

Ben ilk TÜBİTAK tan itibaren anlatıyorum. Bir önceki dönemler benim için deneme yanılmaydı. İllaki iş analisti olacağım diyerek girmedim. Orada projelerin eğitiminde görev almak için girdim. Sadece sınıfa girip eğitimini vermek için değil yetişkin eğitimi orada bahsettiğim. Bu projelerdeki geliştirilen ürünlerin, eğitim materyallerinin hazırlanması, ekran görüntülerinin alınıp kılavuz hazırlanması diye girdim. Ama biraz da oradaki ihtiyaçtan dolayı proje geliştirilmeden önce analizine kim gitsin, eğitimini biri verecek, o gitsin, eğitimini kim yapacak, testini kim yapacak, o yapsın derken o döngüye girmiş oldum. O hep biraz şans. Ben de daha sonra gördüm ki işin doğası buymuş. Bir işin başında siz varsanız sonunda da sizin olmanızı istiyorlar. Oradaki yöneticilerin yönlendirmesi ile eğitimini sen veriyorsun, insanları tanıman iyi olur dediler. Buna uydum. Sonuçta iyi oldu. Ama dediğim gibi devlette de öyle, burada da öyle mesela. Kâğıt üzerine baktığınızda analizi yapacak kişi ve testi yapacak kişi farklıdır ama maliyet ve mantıktan dolayı ikisinin aynı kişi olması daha uygun görünüyor.

Bize şu an yaptığınız mesleği seçme sürecinizden kısaca bahseder misiniz?

Kariyer fuarları, BÖTE Kurultayı gibi yerlere gelen mezunlar anlatıyor ama öğrenciler ne derece anlayabiliyorlar? Bu çok verimli olmuyor. İşin içine girmeden kabullenemiyorsunuz. Ben mesela, dördüncü sınıfta çok fazla CV dolduruyordum. İki üç mülakata gittiğimde, ilk bir iki sorudan sonra, kendinize iyi bakın deyip görüşmeyi kesiyorlardı. Çünkü bilmeden bir şeyleri yapabileceğinizi düşünüyorsunuz. Ama öyle olmuyormuş. Öğrenci iken bu alanlara girebiliyorsanız ne mutlu sizin adınıza ama ben giremedim. Acısını bir buçuk sene mesleğimle hiçbir alakası olmayan işleri yaparak geçirdim. Keşke mezun olur olmaz esas şu an yapmakta olduğum iş ile başlasaydım. Şimdi çok daha iyi olabilirmiş.

İş hayatınızda neler yapıyorsunuz? 

Çalıştığım firma hem savunma sektörüne hem özel sektöre hem de yurt dışındaki bazı firmalara yazılım yapıyor. Ben de bu saydığım üç alanda da farklı projelerde çalıştım, çalışmaya da devam ediyorum. Ama yaptığımız temel olarak şu; öncelikle yazılım ihtiyacı olan firmaya gidip bir görüşme gerçekleştiriliyor. “Sen ne istiyorsun?”, “Yazılımın neler yapmasını istiyorsun?” İhtiyaç analizini yapıyoruz. Sonrasında bu analizi belirli araçlarla ve dökümantasyon sistemlerle dökümante ediyoruz. Şirket içerisinde bunların kullanım hikayelerini yazıyoruz. Bu kullanım hikayeleri şuna yarıyor, ben her durumu gidip müşteriye soramam, sonuçta belirli periyotlarda toplantılar yapıyorsunuz ama öğrendiklerinizi bir şekilde dökümante etmeniz gerekiyor. Bunun en ideal yolu da kullanım hikayesi oluşturmak. Kullanım hikayelerinin yazıyoruz, sonrasında örnek ekranlar çiziyoruz mockup dediğimiz örnek ekranlar çiziyoruz. Bu da hem bir şeyi anlatırken karşınızdakine çok kolay anlatmanızı sağlıyor hem de geliştirici arkadaşlara çok güzel bir örnek oluyor. Yani ekranda hangi ögeler olacak? Zorunlu mu olacak? Karakter sınırı var mı? Gibi bütün kuralları o kullanım hikayelerinde ve mock ekranlarda çiziyoruz. Sonrasında geliştirme safhası başlıyor ama analiz hiçbir zaman bitmiyor. Yani bir modül geliştirilirken diğer modülün analizi başlıyor. O bittiğinde diğerinin testi başlıyor. Böyle bir yazılım döngüsü dedikleri döngüye girdiğinizde o proje bitene kadar sürekli analiz, test, eğitim… dönüp duruyorsunuz. Benim pozisyonum için konuşuyorum. Sonrasında testle ilgili görevler geliyor. Testlerde de kullanım durumlarını test ediyorsunuz. Kullanıcı gibi. Testlerin detaylı bir şekilde yazılması çok önemli. Çünkü bütün olası senaryoları deneyebilirsiniz. Örneğin siz ad alanına Ömer yazıp geçebilirsiniz ama kullanıcı 1234 yazmak isteyebilir. Bunu da düşünüp testlere koymanız lazım. Tabii ki yüzde yüz kapsamanız mümkün değil. Kullanıcıdan dönen şeyler olacaktır, bu dönüşlerin bir şekilde dökümante edilip bir an önce iyileştirilmelerin, hataların ve önerilerin belirli periyotlarda yapılması gerek. Görev aldığım projelerde bu saydıklarımı yapıyorum ve müşteriyle bir bağlantı noktası olması gerekiyor. O kişi bizim şirketimizde benim pozisyonum. Yazılımı geliştiren kişilerle müşteri çok fazla temasa geçmiyor, geçmesini de çok istemiyoruz açıkçası.

Şu an yaptığınız meslek için BÖTE bölümünde verilen eğitim yeterli mi? 

Maalesef hiç yeterli değil. Tabii ki BÖTE beni iş analistliğine hazırlamalı diye bir kaide yok ama sonuçta yazılım sektörü bizim için bir iş imkanı ve bölüm mezunlarının büyük çoğunluğu yazılım sektöründe çalışıyor. Daha iyi hazırlayabilirdi. Örneğin bir dersimiz vardı sadece flash’da eğitsel bir oyun hazırlayıp teslim ettik ve geçtik. Eğer bunu ürün hazırlama döngüsündeki adımlara uygun yapabilseydik ben bir kullanım hikayesi ne demek işe başladıktan bir sene sonra öğrenmezdim. Bana sorarsanız ders içerikleri birbirine çok benziyor ama dersin adı farklı, yapılan iş aynı yine yazılım hayatına dair bir şey öğrenemiyorsunuz. Burada bence büyük sorunlardan bir tanesi BÖTE bölümleri kurulduğunda gelen hocalar hiç bilgisayar mühendisliği, yazılım temelli değil. Mesela bizde bir biyoloji bir kimya bir de matematik mezunu vardı. Onlarda bunları öğrenecek ve size aktaracak. Yavaş yavaş bu aşılıyor yani BÖTE mezunları BÖTE bölümüne ders verir hale geldi. Bu güzel bir şey bence olması gereken de bu. Bunun dezavantajlarını belki eski mezunlar yaşadı ama yeni mezunlar yaşamayacak.

Mesleğinizi yapmak isteyen öğrencilere önerileriniz nelerdir?

Bu işin yoran tarafı müşteriyle devamlı iletişim halindesiniz, çok sabırlı olmanız gerekiyor. Aynı şeyi defalarca anlatabilir size. Burada önemli nokta sadece onun dediğini yapmak değil onu yönlendirmek de gerekiyor. Mesela işlerini senelerdir kâğıt veya Excel üzerinde yapıyorlar ve Excel’de yaptığının aynısını yazılımda istiyor. Burada bizim yapmamız gereken onun biraz ufkunu açmak ve yazılımdaki özelliklerden, kolaylıklardan bahsetmek oluyor. Bu yüzden de çok tecrübe edinmek gerekiyor. Sadece çalıştığınız projelerle tecrübe edinmek çok kolay değil bazen proje olmuyor farklı görevler verilebiliyor. Yazılım geliştirme alanında çok fazla blog var; başarılı ve başarısız proje örnekleri paylaşılıyor. Oradaki senaryolar oldukça faydalı. Tecrübe arttıkça orada okuduklarınızın çoğuna diyorsunuz ki “evet, ben bunu yaşadım.” Ama işe yeni başlarken onları okumak faydalı olabiliyor. Çünkü karşınızdakinin nasıl davranacağını bilmiyorsunuz. Bir de yaptığınız yazılımın hedef kitlesi çok önemli.

Şimdiye kadar olan tecrübeleriniz doğrultusunda özel sektörde BÖTE bölümlerinin yeri nedir? 

Bence çok önemli bir yerde. Bir Bilgisayar mühendisi ve bir BÖTE’ci olarak aynı işi yapıyor olun, mühendis üç bin lira istiyor, BÖTE’ci iki bin beş yüz lira istesin işveren BÖTE’ciyi alır. Bilginiz aynı, çıktılarınız aynı ama maliyetiniz ucuz diye tercih edilir hale geliyorsunuz. Biraz özgüven olması gerekiyor bence. Sektörün gerçekten bizim bölüm mezunu insana ihtiyacı var. Hem sosyal yeteneği hem teknik yeteneği gelişmiş, insanlarla iletişime geçebilen, kendini geliştirebilen. Bölümdeki formasyon derslerinin faydası budur belki de. Sosyal taraf da duygusal taraf da canlı kalıyor bizde. Her şeyin teknik bilgi değil kişisel yeteneklerin de çok önemli olduğunu zamanla anlıyorsunuz iş hayatında.

Bir şeyi biliyorsanız taviz vermemek gerekiyor. Bu maddi manevi fark etmez. Yani yaptığınız işte iyiyseniz bunda diretmeniz gerek yani karşınızdaki kendi bildiğini size dikte etmeye çalışabiliyor. Özel sektör iyiye de hakkını veriyor kötüye de. İki türlü de karşılığını alıyorsunuz.

Genel olarak baktığınızda BÖTE mezunu olmanın avantajları veya dezavantajları nelerdir?

Avantajları aslında yaptığım işte kullandığım için ortaya çıktı belki de, BÖTE mezunlarının sosyal kişiliğinin iyi olması benim yaptığım işte çok avantaj sağladı. Ben BÖTE okumasaydım da Biyoloji okusaydım benim bu tarafım kuvvetli olacaktı belki bilmiyorum ama bölümün bana doğrudan kattığı şey bu diyebilirim. Orda ki insanların hep aynı çevreden gelmiş olması güzel bir şey benim için. İnsanlarla iletişim kurarken çok zorlanmıyor BÖTE mezunları. Avantajlar bu olabilir dezavantajlar da bölümün adının bir tanımı yok maalesef. Bana hala sen ne mezunuydun diyenler var BÖTE diyorum o ne diyorlar, daha kendimiz bile tanımlayamıyoruz öyle söyleyeyim. Bilgisayar Mühendisleri odası var, Makine Mühendisleri odası var, bizim bir derneğimiz falan yok. O yüzden sizin yaptığınız çalışmalar çok değerli, burada belki hocalar devreye girip bunun tanınırlığını arttırırsa çok daha iyi yerlere gelir hem bölümün adı hem de bölümün mezunları öyle söyleyeyim.

İş tecrübelerinizden sonra okuduğunuz üniversitenin ve bölümün size ne gibi avantajları olduğunu düşünüyorsunuz?

Öğretmenlik yaptım, orada şunu gördüm bölümde aldığım dersler bana eğitmenliği, öğretmenliği daha iyi öğretseydi belki öğretmenlikte daha uzun çalışabilirdim, bu benim için bir eksi puan.

Lisans hayatında BÖTE öğrencilerinin ürettiği çalışmalar ve projelerin ilerideki kariyerleri için ne kadar önemli olduğunu düşünüyorsunuz?

Bu konuda bizim bölümden birkaç kişi aldı yürüdü. Ben de ne yapmak istediğimi bilseydim hayatıma çok büyük katkısı olacağına emindim. 1. Veya 2. Sınıfta bu kararı vermiş olsaydım benim için çok daha iyi olurdu. Bölümde kaç kişide oldu derseniz 3 veya 4 kişide olmuştur. O kararı verebilmekte aileden mi geliyor arkadaş çevresinden mi geliyor bilmiyorum.

Şu an BÖTE okuyan arkadaşlarımıza önerileriniz nelerdir?

Bana devlet mi özel mi diye sorarsanız ben özeli tercih ederim. BÖTE mezunları özel alanda iş yapmadıkça ister istemez körelmeye başlıyor. Mezun olmadan önce hangi alanda çalışmaktan mutlu olduklarını keşfetmeliler. Mezun olduktan sonra da çalışma hevesiyle buldukları ilk işe girmek yerine biraz daha seçici davranmalılar.

 

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir